Yatırım fonu hesabı, yetkili kurumlar tarafından piyasaya sürülebilen ve tasarruf sahiplerinden toplanan paraların değerlendirilmesi ve yönetilmesi ile kazanç vaat eden varlıklara fon hesabı denmektedir. Türkiye’de yatırım fonlarının oluşturulması için belli yasal düzenlemeler mevcuttur. Bu düzenlemelere göre yatırım fonu hesabı kurabilmek Sermaye Piyasası Kurulu ( SPK ) tarafından onay ve izin gerektirmektedir. Yatırım fonu hesabı kurabilen kurumlar şunlardır:
Bankalar, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından aldıkları onay ile fon hesabı kurabilir.
Sigorta şirketleri, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından aldıkları onay ile fon hesabı kurabilir.
Aracı kurumlar, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından aldıkları onay ile fon hesabı kurabilir.
Emekli sandıkları, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından aldıkları onay ile fon hesabı kurabilir.
Bir fon hesabının getirisi öncelikle fonun katılım payı değerinin artması ile sağlanır. Yani fonun sahip olduğu değerlerin artışı ile fonun piyasa değeri artar ve katılım payı fiyatının değeri de artmış olur. Bu şekilde artış gösterdiğinde sahip olunan fon satılarak kâr sağlanabilir.
Diğer bir fon hesabının getirisinin sağlanması durumu ise fon sahip olduğu hisse senetlerinden yükselişe geçen senetleri satar ise ve kar ederse bu durum, bir sermaye kazancı sağlar. Bu şekilde fon hesabı sahibinin fondaki hisse oranı, kişiye getiri sağlar.
Son olarak bir yatırım fonunun hisse senetlerinden kâr payı ve tahvil gibi yatırımlarından faiz getirisi elde edilir. Bu gelir, yatırımcılar ile paylaşılır. Bu paylaşım yolu yatırımcıların isteğine göre değişiklik gösterebilir. Bu gelir paylaşımı ya doğrudan paylaşım şeklinde gerçekleştirilir ya da fon hesabındaki hissesi artırılarak yatırım arttırma seçeneği şeklinde gerçekleşir.
Yatırım Fonu Çeşitleri Nelerdir?
Yatırım fon türleri şunlardır:
Hisse Senedi Fonu: En fazla rastlanan yatırım fonlarından biridir. Portföyün büyük bir kısmı hisse senetlerinden oluşan fonlara denir. Hisse senedi fonları birçok alt başlığa ayrılabilir. Bunlar;Menşei açısından yerli ve yabancı şirketlere yatırım yapılan, sermaye büyüklüğüne göre küçük şirketlere yatırım yapılan, orta büyüklükteki şirketlere yatırım yapılan ve büyü şirketlere yatırım yapılan, hisse değeri açısından değerli hisseye sahip şirketler, orta değerli hisseye sahip şirketler ve büyük değerdeki hisseye sahip şirketler hisse senedi fonunun alt başlıklarından birkaçıdır.
Sabit Getirili Fonlar: Portföyü sabit getiri sağlayan yatırım fon hesabı çeşididir. Bu yatırım fonu devlet tahvili gibi devlet borçlanma araçları veya özel araç borçlanma araçlarını içerir. Sabit getirili fonlar yatırımcıya faiz geliri aktarır. Bu fonun bir diğer adı ise tahvil fonudur ve tahvil fonları da her yatırımda olduğu gibi risk içerir. Faiz oranları yükseldikçe sabit getirili fonun değeri de düşer.
Dengeli Fonlar: Portföyünü tahvil ve hisse senetleri ile oluşturan yatırım fonlarına dengeli fonlar denir.
Para Piyasası Fonları: Bu fon, kısa vadeli borçlanma araçlarından ve genellikle devlet hazine bonosundan oluşmaktadır. Para piyasası fonları düşük risklidir fakat getirisi çok az olan fon çeşididir.
Küresel Fonlar: Bu fonlar portföyünü tamamen ülke dışında bulunan ve dünyanın herhangi bir yerindeki varlıklardan oluşturmaktadır. Küresel fonların diğer bir ismi ise ulusal fonlardır. Ulusal fonların sahip olduğu yatırımlar ait oldukları ülkelerin siyasi ve ekonomik durumlarından fazlasıyla etkilenir.
Özel Fonlar: Bu yatırım fonları teknoloji, finans gibi sektörlere ya da dünyanın belli bir yerine odaklanmayı takip edebilir.
Borsa Yatırım Fonları: Borsa yatırım fonu ( BYF ), bir endeksi referans alarak yatırımcılarına bu endeksin performansı doğrultusunda getiri sağlayabilmektedir. Yani borsa yatırım fonları endeksin ya da endeksteki diğer elemanlar olan altın ve dövizin getirisini yansıtır, onların riskini taşır.
Yapılan yatırımlar tamamen uzman kişiler tarafından yönetilmektedir. Bu sayede hata oranı çok düşük olur.
Yukarıda sayılan portföy çeşitleri ile yatırımdaki risk en aza indirilmektedir.
Bir kişinin tek başına yapması çok zor olan yatırımlar, birden fazla kişinin bir araya gelerek yapması daha verimli olacaktır.
Fonlara yapılan yatırımın ardından belge gibi süreçleri yatırım yapacak kişi yönetmez. Tüm işlemleri fonu yönetecek kişiler üzerine alır. Bu sayede kişi, kolay ilerleyen bir sürecin içine dâhil olur.
Nakit kullanılmasında büyük zorluklar yaşayan yatırımcılar için kenarda sürekli bir şekilde nakit para bulundurulmasının önü açılır.
Fon sistemine dâhil olan portföydeki değerlerin yükselmeye geçmesi durumu, günlük toplam değere de yansımaktadır. Böylece yatırımın değerlendirme sürecinden geçmesi azalmaktadır ve beklemeye gerek kalmaz. Yatırımcı belli bir oranda kar elde etti ise istediği zaman kendi payını nakde çevirebilir. Bu sayede de olası değer kayıplarının önüne bir miktar da olsa geçilmiş olur.
Yatırım Fonu Dezavantajları Nelerdir?
Yatırım fonlarının kötü yönleri şunlardır:
Yatırım fonlarının en büyük dezavantajı, fonların yüksek miktarda nakit bulundurma ihtiyacının olmasıdır. Çünkü fonlar yatırımcıların yatırdığı paralardan oluşan bir havuza benzetilebilir ve bu para havuzuna dâhil olan kişiler kadar her gün bu para havuzundan ayrılan kişiler de bulundurur. Bu yüzden nakit para bulundurulmak zorundadır.
Yatırımlar için bireysel danışmanlık almak ya da bunları yönetmesi için biri ile çalışmak gibi durumlarda yatırım fonlarının aldığı ücretlerden kat kat fazlası verilmek zorundadır. Yani fon ücretlerinin çok fazla olması özellikle fonun getiri sağlamadığı zamanlarda çok büyük bir dezavantaj olarak görülmektedir.
Yatırım fonları, günü her saatinde alım – satım yapılabilen hisse senetlerinin aksine yatırım fonu katılma payları gün içerisindeki belirli saatlerde yapılmaktadır.